19 Aralık 2015 Cumartesi

Meleklerin Kanı | Kitap Yorumu

Adı: Meleklerin Kanı
Orijinal Adı: Angels' Blood
Serisi: Lonca Avcısı 1. Kitap
Yazarı: Nalini Singh
Çevirmen: Bige Turan Zourbakis
Yayınevi: Yabancı Yayınları
GoodReads Puanı: 4.12

YAZAR HAKKINDA

Nalini, Fiji'de doğmuş ve Yeni Zelanda'da büyümüştür. Seyahat etmeyi çok seviyor ve bunun için ayrı bir sayfası var. Anlık görüntüleri paylaşmaktan hoşlanıyor. Bu zamana dek avukat, kütüphaneci, şeker fabrikası genel yöneticisi, geçici iş olarak bir bankacı ve İngilizce öğretmeni olarak çalışmıştır. Bazıları buna kararsızlık diyor ama ben bunu yazarlığın ana maddesi olarak adlandırıyorum*, diyor Singh. Eşsiz karakterler yaratmayı ve hikayelerini mutlu sonla bitirmekten hoşlanıyor. Hatta kafasındaki seslerini bile seviyor. Klavyesinin başında yaşlılıktan devrilinceye kadar bu hayalde yaşamaya devam edecek. 

*Some might call that inconsistency but I call it grist for the writer’s mill.
Not: Çeviri bana aittir. Detaylı bilgi için yazarın sayfasına göz atabilirsiniz.

KİTAP HAKKINDA
Kitabı okumaya başladığım zamanki yüz ifademle bitirdiğimde oluşan yüz ifadem
aynen yukarıdaki gibi oldu. Ben bir melek kitabı tutkunu olarak bu kitabı yazdığı için Nalini'ye sarılmak istiyorum. Okuduğum 3. tür melek kitabıydı (Fısıltı serisini ve Penryn & Günlerin Sonu serisini okudum.) Bence melek kitapları okumayı seviyorsanız koşun, kapın bu kitabı! Şimdi size konusundan bahsedeyim.

Elena doğuştan bir vampir avcısıdır. İşinde de oldukça iyidir. Vampir avcılarının yaptıkları şey, vampirlerin izini sürüp (koku yöntemiyle), onları sahiplerine yani meleklere teslim etmektir. 

Melekler, en yüce topluluktur ve ülkeyi Başmelek Raphael yönetmektedir. Bu sırada On'lar Meclisi'nde ise durumlar karışıktır. Başmelek Uram gittikçe büyük karmaşıklığa sebep oluyor ve tabiri caizse sapkınlığın sınırını aşıyor. Raphael de bu duruma son vermek için elindeki malın en iyisini kullanmaya karar veriyor. Elena'dan, vampir avcısından, bir Başmelek'in izini sürmesini emrediyor. 

Normal koşullarda Elena böyle bir teklifi kabul etmezdi çünkü vampir avcıları yalnızca vampirlerin izini sürebilirler -adı üzerinde! Fakat teklifi geri çevirme gibi bir şansı yoktu çünkü karşısında devasa kanatlarıyla ve tanrı gibi vücuduyla, tam bir savaşçı olarak duran Raphael'e hayır demek -dese bile- kabul edilemezdi.

Böylelikle Başmelek'in izini sürmeye başlarlar. 

  Size söyleyebileceğim en önemli şey: kitap çok sürükleyici. Başına bir oturduğunuzda bir daha kalkamıyorsunuz. Vampir, avcı, melek, kanatlar... derkeeen bir de bakmışsınız kendinizi son sayfayı okurken buluyorsunuz. Bu konuda Nalini gerçekten iyi bir iş çıkarmış. Kitapta romantizm öne çıkarılmış. Bununla beraber karakterleri günümüze de uyarlamış bence. Huylarına baktığınızda kendinizce birini o karakterin yerine koyabiliyorsunuz. 
  Vampir ve melek ikilisi göze batmıyor. Vampirler biraz daha geri planda ve bu bence daha iyi. Çok fazla vampir içeren kitaplar okuduğum(uz) için meleklerle eşit statüde olmadıkları beni mutlu etti. Elena ve Raphael'in diyaloglarını okudukça ya seviniyorsunuz ya da yine bir şeyler karıştıracak gibi bir izlenimde bulunuyorsunuz. Bence çok tatlı bir çiftler. 
  Elena'nın mücadeleci, Raphael'in deyişiyle, savaşçı kişiliğini güzel yansıtmış. Ara sıra Raphael'e laf sokmasını okumak çok zevkliydi :D
Sonlara doğru bir an acaba benimle mi oynadılar, diye düşünmedim değil. Neyse ki fenalaşmadan bitirdim kitabı. İkinci kitap için sabırsızlanıyorum. 


Bir sonraki yorumda görüşmek üzere :* Puanım:


 ☪☪☪☪☪/5

0 yorum:

Yorum Gönder